Pages

15 Mayıs 2013 Çarşamba

Son Bir Hafta

Bu cumartesi Hacettepe'ye Sezen Aksu gelecekti. Umut ile konuştuk. Umut'un arazisi olmasa da gitsek derken Reyhanlı'daki feci olay yaşandı. (Bu olayda öfkeden önce üzüntü hissedilmeliydi belki ama üzüntünün zerresini hissetmeden sağa sola saydıran insanlar eksik olmadı etraftan. İnsan söz konusuyken sanki piyonlardan bahseder gibi konuşmuyorlar mı?..)
Konserler iptal oldu, olmalıydı da. Düğünler iptal olmadı ama. Huzurlar bozulmuş-muş. Ayıp. Çok ayıp.

Dün kardeşimin en yakın arkadaşı babasını kaybetti. Yavrucum haberi arkadaşından önce aldı. Aradı beni ağlayarak, "nasıl söyleyeceğim ben ona abla?"... Çaresizliği onda görmeyeli çok zaman olmuştu. Kimsede görmesek çaresizliği keşke.

Bugün de lisanstan yakın bir arkadaşımın babasını kaybettiğini öğrendik. Yurt dışından apar topar çağrılmış, gelmiş o da. İki kayıpta da kalp krizi sebepmiş... Kendinize iyi bakın be arkadaşlar. Sağlığınıza dikkat edin. Klişe şeyler gibi duruyor ama, sevenlerinizin sizinle daha çok vakit geçirmeye hakkı var.

Dünden beri neredeyse hiçbir şey yiyemedim. Sıkıntılar, buraya yazılanlar ve yazılamayanlar... Allak bullak bir hâl işte. Umutlu bir başlangıç, güzel planlar derken aynı günlerde acılı zamanlar başka şehirlerde geçecek/geçiyor...

Yaş almak böyle bir şey. Dokuz yaşındaki çocuk "büyümek kötü bir şey, eninde sonunda ölüyorsun. eninde sonunda annemle babam da ölecek" derken bu sırra o yaşta vakıf olmasıyla şaşırttı beni. Bu yaşta, azıcık ipucu olsa bunun aksine dair, hemen inanmak isterdim.

İçimdeki sıkıntıyı anlatacak kelimeleri bulmakta güçlük çekiyorum. Herhangi bir şeyi anlatacak kelimeleri seçmekte güçlük çekiyorum.

Kendinize çok iyi bakın.