
Ben düştüm.
"Ee ne var bunda? Bir günde 903058348 kişi düşüyor ki." diyebilirsiniz.
Zaten o kadar çok kişi düştüğü için anlatacağım ya.
Efenim şimdi hastanede, staj için koşturup dururken, bu koşturma halini de merdivenlerde sürdürmeye devam etmeyi denerken, basamaklarda bizzat yerde sürdürdüm. Ayağım takıldı, düştüm. E sonra da kalktım tabii. Kaldığım yerden devam ettim, neredeyse hiç bir şeyim yoktu. Biraz canım acıyordu ama o kadar. Ertesi gün oldu, morluklar ve ağrılar başlamıştı. O gün öylece geçti, bugün oldu daha da başka yerlerimde -düşerken tutunmak için kullandığım kolumda, omzumda falan- yeni ağrılarım peydah oldu. En son durum betimlerken bir anda dank etti bana. Somut bir acının aslında soyut olan acılarla olan benzerliği; aynen kademe kademe görünce dedim ki ben bunu paylaşayım.
En edebi tavrımla devrik cümlelerle anlatabilirdim aslında ama daha çok çat çat ne benzettiysem onu söyleyesim var.
Aşamalar | Fiziksel Travma (Ör: Merdivenden düşmek) | Duygusal Travma (Ör: Sevgiliden ayrılmak) | Olay aşaması | -Aggh! Neyse bişiyim yok! | -Ne yani biz şimdi ayrıldık mı? Alla alla hiçbir şey de hissetmiyorum. Amaaan!
| İlk Belirtiler Aşaması | -Belim ağrıyor ya… Niye ağrıyor ki? Aaa! Mosmor olmuş! | -İçimde tuhaf bir mutsuzluk var. Sebebini anlayamadım bir türlü...
| Belirtilere İsim verme Aşaması | -Haa! Belimi basamağa çarpmıştım. Neyse, sakarlığın bedeli, katlanacağız. | -Hııı… E sevgiliden ayrılınca insan üzülür biraz tabii…
| Yeni Yeni Belirtilerin Ortaya çıkması Aşaması | -Haydaa! Ayağım da ağrıyor. Elim niye acıyor? Üfff! Bir daha düşenin ben… | -İçim acıyor be! Çok özlüyorum… Bir daha sevenin ben… | … | … | … | Bir gün | -Aaa! Geçmiş morluk… E acımıyor da. Dur bakayım, ayağımda kalmış mı bişi? Yok yok, iyiyim ben iyii! |
-Aaa! Kaç sabahtır yok o aklımda uyandığımda… Ne zamandır onu düşünürken bulmuyorum. Fotoğrafına bakınca içimin acımadığı bir güne, merhaba! |
|
|
|
Özet geçeyim; ikisinde de sıcağıyla acımıyor. Sonra hissettiklerinin adını koyuyorsun, sonra acıya alışıyorsun ve gün geliyor emaresi kalmıyor. Hissetmeyişi fark etmenin tuhaflığı diye bir güç var ama. Tatlı bir tuhaflık o olsa gerek.
Not: Tabii ki istisnalar bu yazının kapsamında değil.
7 Kalem Kelam:
yazı süper olmuş :) benzetmelere devam
=))
yazının başlığı yok okumam ben.
@holywitch teşekkürler;)
@diyego unutmuşum :( yazdım ama yine de okuma sen. sen okuma!
başlık koymuşsun, okudum şimdi.
benim yormlamam: cogzel düşmüşsün^^
"yormlamam" ne demek?
okuma demedim mi sana hem?!
yorumlamam olacak o. hiç anlamıyosun beni!
hem hata yap, hem anlayamıyorsun de. yalnız konudan saptınız diyego!
Yorum Gönder