Pages

26 Mart 2010 Cuma

Şubat

Şubat ayı yeterince uzun bir ay değil. neden mi? e hiç bir yazı yazmamışım Şubat'ta. bunun tek sebebi Şubat'ın en kısa ay olması!

yoksa kimi zaman insanın içinin yazamayacak kadar boğulması diye bir şey yok! :)

kendimle olan mücadelemin son faslının Şubat'a denk gelmesi ise hiç alakalı değil. hiç ait olmayan bir şeyi tamamen kendinden çıkarmak ne kadar zormuş, bunu Şubat'ta kavradığımı söylesem de yazamamda etkili olduğunu söylemeyeceğim.

kafamdan geçen konuşma balonlarının kahramanlarını değiştirdim yahu bir ayda. hem de yılın en kısa ayında. insan kendine de format atar bazen. virüsleri temizlemek gerekiyor. her deneyim, her iletişim yeni bir risk demek. belli de değil ki azizim gerçek hayatta hangi insan ne derece riskli. kendimize yükleyemiyoruz bir antivirüs yazılımı. güvenlik duvarını ise hiç sevmiyorum. "kimseyi sevmeyeceğim ben yeaa, kimseye güvenmeyeceğim" insanı olmak manasız. hayır yani, eninde sonunda seviyoruz, eninde sonunda güveniyoruz. bari kendimize "nağber gördün müüğ?!" demek zorunda kalmayalım değil mi? aman kalsak da n'olur ki? bir Şubat saçmalayayamışım, bir Mart akşamında mı tüketeceğim hepsini? :)

uyumaklıyım. hem de çok uyumaklıyım. kalbim kırıklanmıştı. kırıkları toplamıştım ben de. bir baktım ki kalp kendini onaran bir organmış. izlerini hep saklı tutsa da, tutmazsa zaten deneyim diye bir şey olmazmış.
kalbimi de alıp gideceğim. uyumaya:) zira gitmek zor iş. gittiğim en iyi mesafe ise, bir insandan kendime doğru olan. minik gidişler yeter bana.

umutlar da yeter bana:) iyi geceler. iyi günler umuduyla :)

0 Kalem Kelam: